23 Haziran 2011 Perşembe

Bjk Transfer Dosyası


Blog geri döndü diyoruz ama sezon bittiği için net bir durgunluk var ortada. Aslında taraftar olarak en sevdiğimiz, en heyecanlandığımız dönem yaz dönemi; tuttuğumuz takımla birlikte anılan isimler üzerinden heyecanlanıp hemen kağıt üstüne kadro yazmaya başlayıveriyoruz. Ama kesinleşmemiş isimler üzerinden muhabbet çevirmek fazla akıllıca bir iş değil. Türk futbolu için başarılarıyla ve başarısızlıklarıyla ilginç bir sezonu geride bıraktık ve deyim yerindeyse bütün takımlarımızın eksik yönleri de güçlü yönleri de kabak gibi ortaya çıktı. Bunun da etkisiyle takımlarımız transferi erken açtılar. Transferin son gününe kadar taraftarını bekletip çıldırtmayı alışkanlık haline getiren Galatasaray bile önemli hamleler yaptı ve yapıyor. Ancak bu konuda en çok sayıda ve en önemli hamleleri yapan kulüp Beşiktaş olduğu için transfer incelemelerine Beşiktaş'la başlıyoruz.


Savunmaya yapılan takviyelerle başlayalım. Geçen sene Beşiktaş'ın başını en çok yakan olaylardan biri stoperdeki istikrarsızlıktı. Sivok'un sakatlığı, Ferrari'nin vasat performansı derken stoperde bütün yükün Toraman ve Ersan'ın üzerine kaldığı zamanlar oldu ve bu 4 oyuncunun da eksikleri Beşiktaş'ın iyi oynadığı karşılaşmalarda bile başını yaktı. Sanırım bunun da etkisiyle Beşiktaş'ın transferde öncelik verdiği mevkilerden biri stoper oldu. Bu mevkiye yapılan Sidnei ve Egemen transferlerinin yanı sıra geçen sene kiralık olan Ersan'ın da bonservisi alındı. Ersan'la başlayalım. Ersan Türkiye'nin uzun vadede Serdar Kesimal'le birlikte stoper ikilisini oluşturabilecek önemli bir isim. Geçen sene çok fazla maça çıkmadı ama oynadığı maçlardaki performansı ikna ediciydi. Potansiyelini net bir biçimde ortaya koydu. Eksiklikleri tabii ki var, ama atletik bir oyuncu ve genç olmasının etkisiyle kendini geliştirebileceğini düşünüyorum. Ayrıca yine sol stopere yapılan Egemen transferi de onun üstündeki yükü hafifletecektir. Çünkü Egemen de geçen sene başarılı bir performans gösterdi ve yıllardır ligimizde özellikle mücadelesini takdir ettiğimiz önemli bir oyuncu. Ayrıca her iki futbolcunun da Türk olması Beşiktaş'ın geçen sezon çektiği yabancı kontenjan sıkıntısı açısından bir artı. Sidnei'yi ise çok iyi tanıdığımı söyleyemeyeceğim. Benfica'yı Avrupa Ligi hariç izlemedim ve izlediğim maçlarda da Sidnei oynamıyordu. Ancak oyuncu hakkında okuduklarımız potansiyelli bir adam olduğuna işaret ediyor. Kiralık olarak alındığını da düşünürsek genç bir oyuncu olsa da mantıklı bir risk, ben sene içinde Sidnei'nin formayı Toraman'dan alabileceğini düşünüyorum.

Stoper mevkisini bir kenara bırakırsak savunmanın her 2 kanadı da yine Beşiktaş'ın sıkıntı çektiği pozisyonlardı. Sene içinde sağ bekte Ekrem ve Hilbert'i, solda ise İbo ve İsmail'i gördük genellikle. Ekrem de Hilbert de sağ bek orijinli değiller, bu da zaman zaman bu mevkide sorun yaşamasına sebep oldu Beşiktaş'ın. Sol bekte ise İbo'nun gönderilmesiyle tek kalan İsmail'in tecrübesizliğiyle baskıyı kaldıramadığına ve birçok kez hata yaptığına tanık olduk. Bu bakımdan belki bu mevkilere kaliteli eklemeler yapılabilirdi. Ancak gelen Tanju hamlesi de güzel bir hamle. Tanju da çok iyi tanıdığımız bir futbolcu değil ama geçen sezon Rapid Wien'deki gurbetçilerimizin ismi Galatasaray için geçerken araştırma fırsatı bulmuştum. Hem sağ bekte hem de sol bekte oynayabilen ve iki ayağını da kullanabilen bir oyuncu Tanju. Boyu çok uzun değil ama güçlü ve yere sağlam basan bir adam, tekniği de fena değil söylenenlere göre. Sol bek oynamayı daha çok seviyormuş sanırım sağ beke göre, ama bence solda Egemen'in de oynayabileceğini düşünürsek daha çok sağ bek olarak göreceğiz Tanju'yu.

Beşiktaş'ın orta sahaya şu ana kadar kesinleşmiş 2 transferi oldu: Burak Kaplan ve Veli Kavlak. Fernandes'le de görüşmelere başlandığı açıklanmasına rağmen devamında bir açıklama gelmedi. Burak Kaplan'ın özelliklerine bu yazıda fazla değinmeyeceğim, çünkü Borges Blog'un Burak hakkında yazdığı çok güzel yazılar var:
Veli Kavlak ise geçen sene Galatasaray'la isminin anıldığı dönemde araştırma fırsatı bulduğum bir oyuncu. Zaten bu yıl Rapid Wien maçlarında da görmüştük Beşiktaş'ın orta sahada hücuma yönelik oynayan bir oyuncu. Aynı zamanda kanatlarda da oynayabiliyor. Her iki ayağını da iyi kullanan bir oyuncu ve Avusturya Milli Takımında da forma giyiyor. Ben Veli'nin iyi bir transfer olduğunu düşünüyorum, bu yıl rotasyonda forma şansı bulacaktır ve forma şansı bulduğunda da iyi işler yapar. Rapid Wien formasıyla Beşiktaş'a attığı gol tarzı bitirişler haricinde uzaktan şutlarının da etkili olduğunu biliyoruz. Ama Beşiktaş'ın hücum rotasyonunda ne kadar forma bulacağı merak konusu.

Son olarak forvet transferleri var. Uzun yıllardır Beşiktaş formasıyla izlediğimiz Bobo ve Nihat Kahveci'yle yollar ayrıldı. Yerlerine yerli olarak Mustafa Pektemek ve Mehmet Akyüz, yabancı olarak opsiyonuyla kiralık Bebe geldi. Mustafa Pektemek benim çok beğendiğim ve Galatasaray'da görmediğim bir oyuncuydu, Türk futbolcular arasında bu kadar istikrarlı performans sergileyen adam fazla değil. Sezon içerisinde sık sık yer bulacağını düşünüyorum çünkü hani derler ya, kumaşı iyi bir futbolcu, süratli, top sürebiliyor ve fizik olarak da kolay dağılmıyor. Gol vuruşlarının da hiç de fena olmadığı düşünüldüğünde Almeida geçen seneki performansında kalırsa Mustafa birçok kez forma şansı bulacaktır. Mehmet Akyüz ise bu sene Bank Asya'nın flaş takımı olan Tavşanlı Linyit'i sırtlayan isim olarak ön plana çıkmıştı. Bank Asya 1. Lig fiziksel mücadelenin ön plana çıktığı bir lig, Mehmet de uzun boyu ve hızını kullanarak attığı gollerle dikkat çekmişti. 25 yaşında ilk kez Süper Lig'e adım atan bir oyuncudan ahım şahım bir performans beklemek abes olur, ama Almeida, Mustafa ve Bebe'nin arkasında 4. oyuncu olacağını düşünürsek anlamsız bir transfer değil. En sona kalan adamımız Bebe. Bebe'yi tam bir kapalı kutu olarak değerlendirebiliriz. Geçen sene Jorge Mendes'in menajerliğine geçmesiyle adı sanı duyulmamışken bir anda Manchester United'a transfer olmuştu. Doğuştan gelen yetenekleri olduğu doğru, 1.90 boyu var, hızlı ve güçlü bir oyuncu. Ancak bunların üzerine atılmış bir altyapı temeli yok. Kondisyon sorunları var. Geçen sezon Manchester'da Paf takımına bile girmekte zorlandığı dönemler olmuştu. Transferin içinde Mendes isminin olması, bu adamın futbol camiasında yapmaya çalıştığı işler ve Beşiktaş'la olan ilişkisi düşünüldüğünde bu transferi farklı bir boyuta taşıyor gibi. Bana göre Bebe Beşiktaş'ın en soru işareti transferi, çünkü Forlan vb. isimler konuşulurken bir anda kendini ispat etmemiş ama potansiyelli bir adam getirdiler buraya. Belki Bebe için baskı Manchester'dakinden az olacaktır ve performansı artacaktır ama şunun da bilinmesi lazım ki birkaç maç kötü oynarsa bu adamın geçen sezon yaptığı transferdeki şaibeler ve Jorge Mendes-Demirören ilişkisi basında konuşulmaya başlanılabilir. Bu açıdan ben Beşiktaş yöneticisi olsam daha kariyerli ve tecrübeli bir oyuncu tercih ederdim sanıyorum. Ayrıca oyuncu kanatlarda da değerlendirilebilir, ama fiziği buna müsait olsa da ortalarının gerçekten başarısız olduğunu söylemek lazım. Ancak bu tekniğinden ziyade altyapı sorunuyla alakalı sanırım çünkü gol vuruşları fena değil.

Beşiktaş'ın genel transfer politikasında önemli bir değişme olduğunu kabul etmek gerek. Tabata'ya 8 milyon euro veren Demirören, genç ve potansiyelli oyuncularla takımın iskeletini bozmadan eksiklerini tamamlama yoluna gitti bu yıl. Riskler taşıyor belki bu hamleler ama ekonomik bedeli fazla yüksek olmadığından kabul edilebilir riskler bunlar. Ancak Beşiktaş'ın hala büyük maddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, basketbol ve voleybol şubelerinin halini ve yine hisse satışı yapacaklarını düşünürsek zaten çok da seçenekleri yoktu. Bu transferlerin saha içerisindeki yansımasını görmek içinse beklemek gerek..

Hiç yorum yok: