Kişisel sebeplerden dolayı hafta içi yazılara ara vermek zorunda kaldım. Aslında Game Over yazısından sonra Orlando 2 maç alınca, serinin dönme ihtimali belirmişti ancak Boston buna izin vermedi. Celtics'in bu maçın sonunda seriyle beraber kazandığı bir diğer şey ise, işte bu adam. Nate Robinson, 13 dakikada 13 sayı 2 asistle oynadı. Robinson takasla Celtics'in kısalardaki enerji ve atletizm eksikliğine çare bulmak için alınmıştı ancak bunu pek görememiştik, bu maça kadar. Eddie House gibi büyük değişim yaşamış veteran bir şutörün kaybedildiği bu takasın hata olduğu düşüncesine ben de katılıyordum. Ancak Robinson, eğer oyununu bu seviyede sürdürebilirse Celtics'e vereceği enerji ve skor katkısının yanında, Rondo'nun dinlenebilmesini de sağlayabilir.Bu yüzden de Robinson'un bu çıkışına en çok sevinen, zaman zaman 45 dakika oynamak zorunda kalan Rondo olmuştur herhalde. Tabi Robinson'un play off'larda sahada bulunmak biraz daha derli toplu, yani güvenilir bir oyun ortaya koyması gerek.

Celtics'in bu maçtaki en büyük silahı Transition'dan bulduğu sayılardı. Onlara kıyasla çok daha genç olan Orlando, geri koşmada büyük sıkıntı çekti. Özellikle Rondo ve sahada oldukları dakikalarda Nate Robinson'ın tempoyu arttırması Orlando savunmasını çok zorladı. Maçın büyük bölümünde çok doğru hücumlar yapan Celtics'te, Cleveland serisinden beri sokmakta zorlandığı şutları bu sefer sokan Garnett bu seride ilk defa bu kadar iyi gözüktü. Hücumun tıkandığı ender zamanlarda ise (özellikle son çeyrekte) Pierce, birebir oynarak skor yükünü sırtladı ve takımını finale taşıdı. Finale çıkan Boston, ezeli rakibi Lakers'ı beklemeye koyuldu. Perşembe gününe kadar dinlenecekler. Bakalım Garden bir daha Beat LA tezahüratlarıyla mı yankılanacak, yoksa Suns bu kadroyla ilk NBA finaline mi çıkacak ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder