
Sezon boyunca 4-3-3 yazılıp çizildi, ama Galatasaray'ın uygulamaya çalıştığı (en azından ilk haftalarda ve sakatlıkların geçtiği dönemlerde) asıl mantalite total futboldu. 4-3-3 sahaya yayılım açısından en dengeli diziliş olduğu için bu mantaliteye en uygun taktik. Ancak bir zorunluluk değil aslında, sadece takımın belirli bir oyun alışkanlığı kazanması açısından sadık kalınması gereken bir plan. Oyuncu kadromuzun bu oyuna yatkınlığını ve seviyesini ölçmeye kale mevkiinden başlayalım. Bu tip bir futbolu dünyada en iyi oynayan (biraz cüretkar olursak Galatasarayla birlikte oynamaya çalışan tek takım diyebiliriz aslında!?) takım Barcelona olduğundan örneklerimiz de onlar üzerinden şekillenecek. Dolayısıyla Valdes'i ele alalım. Kalecilik meziyetleri çok üst düzey olmayan, ancak kesinlikle çizgisinde kalmayıp oyuna her an dahil olan, konsantrasyonu yüksek ve teknik olarak yeterli bir kaleci Valdes. Takımın geriden oyun kuran yapısına da bu şekilde katkı sağlıyor. Galatasaraya baktığımızda ne Aykut ne Ufuk bu özelliklere sahip kaleciler. Tam tersine kalecilik yetenekleri üst düzey ama ayakları düzgün olmayan çizgi kalecileri olarak nitelendirebiliriz, her ne kadar Aykut biraz kendini geliştirmiş gözükse de bu konuda. Dolayısıyla normal şartlarda bir transfer lazım bu mevkiiye. Ama yabancı kontenjanı sıkıntısı ve Türkiye'de daha iyi bir kaleci bulma şansımız olmaması düşündürücü. Sanırım bu ikili lig için yeterli olacaktır ama Avrupa hedeflerimizde yeterli olmaz.
Defansa gelecek olursak, öncelikle beklerden başlayalım. Türkiye'de çıkan bekler sevilir, Gökhan Gönül, Sabri, Caner vb. gibi. Bu beklerin arkalarında bıraktıkları boşluklara kimse dikkat etmez, yaptıkları bindirmeler alkış alır hep. Ama bu sistemde 2 adet çıkan bek kullanmak lüks bence. Bunun 2 sebebi var, 1.si defansif dengeyi bozmamak, 2.si takımın oyun planını asimetrik hale getirerek varyasyonları arttırıp rakip tarafından tahmin edilebilirliği azaltmak. Dolayısıyla ideal durumda her 2 kanada da 1 çıkan 1 defansif bek gerekir ki sakatlık vb. durumlarda sistem üzerinde majör oynama olmasın. Galatasaraya baktığımızda sağda Sabri Ali Turan Uğur, solda Hakan Balta Çağlar(?) ve yine Uğur var. Aslında sağda Çetin solda Berk gibi isimleri de unutmamak lazım ama altyapıyı çok fazla takip edemediğim için bu oyuncular hakkında sağda solda okuduklarım dışında yorum yapmam mümkün değil, rotasyon oyuncularının üstünde oyuncular olacaklarını düşünmüyorum şahsen. Hakan Balta kondisyonunu düzeltebilirse yeterli bir rotasyon, Uğur'un da kilo vermesi gerekiyor kadroya girebilmek için. Sabri'den hoşnut olmadığı söyleniyordu teknik kadronun, her zaman yer vardır bu takımda Sabri'ye ve yalnızca gösterdiği çalışma arzusu ve düzelme isteği bile ona bir sezon daha güvenmek için yeterli sebep.

Defans göbeğindeki oyunculara bakacak olursak Servet, Gökhan, Ali Turan, Neill ve Emre Güngör var. Yerden kısa paslarla çabuk oyun kurmaktan bahsediyoruz total futbol anlayışında. Dolayısıyla hız, teknik, çeviklik ve zeka ön plana çıkan faktörler. Tabii ki defansif görevlerini de yerine getirebilmeli. Servet bu sezon taktiğe ve takım oyununa uyum sağlayamadığını fazlasıyla gösterdi, dolayısıyla kendisiyle Galatasaray'ın da kendisinin de hayrına olacak bir şekilde uygun bir bonservis bedeliyle yolların ayrılacağını düşünüyorum. Gökhan da kendisine verilen şansı iyi kullanamadı, onunla da yollar ayrılabilir (takaslarda falan kullanılabilir, sonuçta hala milli takım oyuncusu). Neill zaten yeri banko bir oyuncu, Ali Turan ve Emre Güngör'se sisteme nispeten uygun yapılarıyla iyi yedekleyici oyuncular olabilirler. Ancak yine de sol stoperde bir eksiklik olduğu açıkça ortada.
Ön libero mevkiinde Mehmet Topal'ın gitmesiyle Musa Çağıran ve Mustafa Sarp kaldılar. Fazlasıyla yetersiz şu an bu mevki, kesinlikle bir transfer gelecektir. Defans bloğuyla orta saha arasındaki bağlantıyı kuran oyuncu olması bir yana, teknik oyuncuların daha ağırlıklı olacağı orta sahanın açıklarını kapatabilecek, "ısıran, basan, koşan" bir oyuncu olması gerekiyor bu mevkideki oyuncunun, Barcelona'dan ayrılma yolunda olan Touré gibi. Önündeki 2 oyuncuya baktığımızda işler biraz değişiyor. Galatasaray kadrosunda Barcelonadaki gibi sahaya mükemmel bir şekilde yayılıp gerçek bir central midfielder gibi hem ofansif hem defansif görevini yerine getirebilecek Xavi ve Iniesta yok. Dolayısıyla bir son zamanların popüler tabiriyle box-to-box bir de playmaker tarzı oyuncu kullanmak en mantıklı gözükeni. Aslına bakarsanız Iniesta da Xavinin bir adım önündedir dizilişte ama oyun içinde rolleri ofansta 49-51 defansta 51-49 falan paylaştıklarından eşit görevdedirler diyoruz. Playmaker oynayabilecek Arda, Elano ve yedeklerinde de Emre Çolak var, ama box-to-box sayılabilecek 2 oyuncumuz Barış ve Ayhan. Bu da takımın sezon boyunca yaşadığı orta saha sıkıntısının ve Elanonun bekleneni verememesinin özeti aslında. Bu mevkiiye bir transfer kesinlikle gerekiyor, Elano satılırsa 2 transfer hatta. Berkin'i de yavaş yavaş kadroya ısındırmak gerektiğini eklemeden geçmeyelim.
İleri 3lüyü incelemeye öncelikle kanat forvetlerden başlayalım. Barcelona'da bir kanatta Messi bir kanatta Pedro veya Henry. Messi içe kat eden, olağanüstü yetenekli, ceza sahasının içine veya yakınlarına sokulmak istenen oyuncu. İçe kat ettiği için arkasında çıkan bek Dani Alves var, çizgiden ona destek vermesi için. Galatasaray'ın Messi'si sene başında kıyaslandığı gibi Arda değil, Keita'dır (ya da kalırsa Gio). Yedeğe gelen Serdar Özkan transferi de gayet başarılı bir rotasyon hamlesi, ilk yarıda Aydın'ın yetersiz performansının bile rotasyon açısından etkili olduğu düşünülürse Serdar'dan da yeni takım+Arda Turan etkisiyle bunun bir çıt üstü bir performans beklenebilir. Sol kanada geçelim. Solda Arda ve Kewell var. Arda özellikleri bakımından 4-4-2'nin kanat oyuncusu, vuruşları zayıf ama kanatta çalım ve orta becerisi çok yüksek. Oysa ki Pedro'ya bakarsak 23 gollük bir katkı yaptığını görüyoruz bu sezon takıma, yine Henry de önceki sezon 26 gol atmıştı. Dolayısıyla soldaki oyuncunun ceza sahasına second striker olarak giren, soğukkanlı ve bitirici bir oyuncu olması gerekiyor. Kewell'ın her türlü sakatlığına ve hastalığına rağmen bu sezon verdiği performans da bu özellikleriyle açıklanabilir aslında. Ancak Kewell'ın gönderilmesi gündemde ve kalsa bile 6+2'nin +2sinden biri olur ancak bence. Bu açıdan yabancı transferi gelmesi gerek, veya gelmeyecekse Arda'nın acilen bacak kası çalışıp şutlarını geliştirmesi lazım. Kaldı ki Arda teknik özelliklerini ne kadar geliştirirse geliştirsin fiziksel özellikleriyle kısıtlanmış bir oyuncu, o kalça ve o bacak boyuyla hız ve çeviklik adına en iyi döneminde bile vasatın üstüne çıkması zor. Dolayısıyla bu mevki de her ne kadar Galatasaray'ın en sorunsuz yeri kağıt üzerinde kanat bölgeleri olarak gözükse de bana göre sorun çıkarabilir. Sadece Baros'un golleriyle ayakta kalmamız mümkün değil uzun maratonda, o yüzden bu mevkiye benzer bir katkı yapacak adam eksikliği olduğunu düşünüyorum.
Merkez forvet mevkine geçecek olursak Baros ve Mehmet Batdal'ı görüyoruz. Villa yazımda da değindim bu konuya o yüzden fazla uzatmayacağım, bu sistemde bana göre en yüksek verimi verebilecek oyuncu Etoo tarzında defansı yıpratan gol arayan savaşçı ve gol vuruşları da belirli bir düzeyde olan forvettir. Baros da bu tarza tam uyuyor, ve takımın varlığıyla yokluğuyla en kilit oyuncusu. Yedeğinde Mehmet de farklı özellikleriyle yeterli bir yedek, ama yapılacak maç sayısı düşünüldüğünde Anıl ve Cem Sultan yeterli görülmezlerse 2. bir yedek de alınabilir.
Değerlendirmenin son parçası teknik ekip. Rijkaard ligi tanıdı demişti Atahan ilk yazıdan sonra başarısızlık eleştirime karşı olarak, doğru tabii ki bu. Türkiye liginin oyun mantalitesinin ne olduğunu ve maalesef ne olmadığını gördü, buranın kendine özgü bazı kurallarına da uyum sağlamıştır. Ama geldiği sene o yapamasa da Bursaspor devrimi yaptı, bu sene onun elinde de Türk futbolunu bir üst noktaya taşıma fırsatı var. Türkiye futbol tarihinde ilkleri yapan takım hep Galatasaray olmuştur, bu sezon da yeni bir fırsat bizim açımızdan. Takımın bütünlüğünü kaybettiği ve moral olarak çok da iyi durumda olmadığı düşünüldüğünde Dünya Kupası herkes için iyi bir mola, her ne kadar sezon yine erken sayılabilecek bir tarihte açılacak olsa da. Fırsatları daha iyi değerlendirebilir ve daha kararlı olabilirse Rijkaard, hatalarını tekrarlamaz ve bu sene zor gözüken hedefler gerçek olabilir..
3 yorum:
Kadromuz çok basıp İngiliz tarzı uzun top oynamaya yatkın bence de şu anki haliyle, total futbol hayallerimiz hala sürüyorsa zeki çevik ve ahlaklı oyunculara ihtiyacımız var özellikle Servet veya Okan Zan gibi bi Cam Adam değil de, adam gibi dediğim özelliklere sahip bi stopere...
P.S: Avusturyalılar yazmışsın Neill ve Kewell için...
Hoca tercihi üzerinden yazdım kadro değerlendirmesini, yoksa Türkiye lig ve futbol mantalitesi bakımından her zaman fizik güç ve mücadelenin akıldan daha çok iş yapmış olduğu bi lig olmuştur, en azından şu ana kadar, dolayısıyla bu Galatasaray için de geçerli. Zaten yazıda da değindim stoper sorununa serinin 3. yazısında bu eksik bölgelere yapılabilecek transferlerden özellik ve isim olarak bahsederiz biraz. Avusturyalılar dediğim Veli Kavlak ve Yasin Pehlivan'dı, yerli rotasyonuna ekleme olarak düşünülen gurbetçi oyuncular ki bir hafta kadar önce birden fazla yerde transferlerinin kesinleştiği haberi çıkmıştı, 2 oyuncuda önemli oyuncular gelirlerse kaliteli iş olur. Zaten orada yerli rotasyonundan bahsediyordum, yoksa Kewell bir yazıda 2 satırda değinilip geçilecek adam mı? :)
Fena adam değil onlar, kontenjanı da düşününce gayet iyi transfer olur. Uğur Uçar çok önemli bi adam kendini bu sezon toplar diye düşünüyorum, gerçekten çok yetenekliydi sakatlanmadan önce...
Yorum Gönder