Maç öncesi inceleme yazısı yazma fırsatını bulamasam da, maçtan sonra maçla ilgili tahminlerimi değerlendirmek için birkaç kelime not almıştım buraya. Maçın yorumunu da bu maç öncesi fikirlerin üzerinden yaparak maçı analiz etmeye çalışacağım. Öncelikle Fabiano demişim. Maç öncesi Brezilya'nın Mathijsen-Heitinga ikilisine karşı sorun yaşayabileceğini tahmin ediyordum. Bu ortamda da Fabiano gibi müthiş bir finishing becerisine sahip olan adamın maçtaki performansını kritik görüyordum Brezilya'nın şansları adına. Ama maç öncesi Mathijsen'in yaşadığı sorun ve yerine Ooijer'in oynaması ve erken gelen Brezilya golü bu durumu değiştirdi. Ooijer yaşının da etkisiyle ağır bir oyuncu olmasıyla fazla açık alan vermemeye çalıştı Fabiano'ya ve her ne kadar Heitinga'yla felaket bir uyum sergileyip gole sebebiyet verseler de bu konuda başarılıydılar. Burada 2. bir noktaya geliyoruz. Elano'nun yokluğu ve Dani Alves'in açık performansı demişim maç öncesi. Elano Türkiye'de beğenilmiyor olabilir ama sanırım kimse zekasına ve yeteneklerine laf etmeyecektir. Dunga Elano'yu sağ kanatta kullanarak takımın yaratıcılığını arttırıyor ve merkeze dönük gole yönelik faaliyetleri kolaylaştırıyor. Ama sağ kanada 2 sağbek (wingback demek daha doğru) koyulunca bu kanattan pek bir yaratıcı faaliyet beklemek mümkün değil. Yine de Maicon'un performansı da önemli demiştim maç öncesi, çünkü hem çok formda hem de şu anda Brezilya kadrosunda gerçekten yıldız olan 3-4 oyuncudan biri.
Erken gelen Brezilya golü maçta dengeleri değiştirdi demiştik. 2 takımın da hücum futbolu ekolleri var, ve hücum denilince genelde savunma yapmamak anlaşılıyor. Ancak bu sene bu dünya kupasında 2 takımın da savunmaya da en az hücum kadar önem verdiğini görüyoruz. Maç öncesi bu konuyu sağlam savunma ve ekollerin değişimi olarak not almışım. Gerçekten de Hollanda'nın golden sonra geri dönmesi çok zordu. En büyük silahları Robben'in performansının takım için belirleyici olacağını düşünüyordum maç öncesi ve gerçek bir sol bek olmayan Bastos karşısındaki performansını merak ediyordum. Ancak maç öncesi düşündüğüm Robben-Bastos eşleşmesi hiç olmadı ilk yarı boyunca, durum hep Robben-Bastos,Melo,Lucio... gibi birşeylerdi. Robben'in de pozisyonları zorlayıp hızlı karar vermemesi birçok pozisyonun olgunlaşamadan harcanmasına sebep oldu. Bu noktada maç öncesi fikirlerim tükendi ve 2 adam maça damga vurmaya karar verdiler: Sneijder ve Felipe Melo. Önce Sneijder'den başlayalım. Robben'in sorumluluk almakta güçlük çektiği oyunda merkezde inisiyatif alarak takımın hücumlarını yönlendirdi. Gollerden bağımsız olarak konuşuyorum, Sneijder takımın hücumlarını yönlendiren adamdı ve Robben'in üzerinden baskıyı kaldırdı performansıyla. 2. adamsa Felipe "Bidon" Melo. İlk goldeki güzel pasından sonra goldeki hata ve en sonunda gördüğü kırmızı kartla Brezilya'nın ipini çeken adam oldu. Her ne kadar Brezilya'ya üzülsem de Hollanda şov yaparak elendiği maçların acısını çıkarıyor sanırım. Yarı finalde başarılar Portakallar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder