Keita'nın satılmasını yorumlarken dedik ki, yönetim çatlak seslerin yoğunlaşmasını engellemek için hafta bitmeden 1 veya 2 transfer açıklayacaktır. Daha dediğimizin üstünden 2 saat geçmeden Cana'nın transferi açıklandı neredeyse. Lorik Cana benim hem saha içi hem saha dışı yeteneklerine ve kişiliğine inanılmaz saygı duyduğum bir oyuncu ve Neill ile birlikte böyle bir oyuncuyu Galatasaray'da görmek gerçekten güzel. Bizim takımın belki de en büyük eksiğiydi geçen sene hırs, mücadele ve ruh; zaten çok yazılıp çizildi tekrar değinmeyelim. Neill'ı neden sevdik hepimiz, 2 katı boyundaki Makukula onu ittiğinde kalkıp boğazına sarıldığı için, arkadaşının hakkı yendiğinde savunduğu için. Orta sahada sakatlık korkusuyla kaçak güreşen Topal da, sertliğin dozajını ayarlayamayan Barış da, gölge savunması yapan Sarp da bizim bu derdimize deva değildi, geçen sene de çok çektik bu sıkıntıları. Cana orta sahanın agresifliğini tek başına arttırabilecek bir oyuncu ve lider karakteriyle farklılık yaratacaktır. Gittiği her kulüpte kaptan olan bu adamın, bizde de tribünlerin sevgilisi olacağını da şimdiden tahmin etmek zor değil. Artık Kadıköy'de her sezon yaşadığımız olaylarda Lugano'dan Volkan'a, Semih'ten Baroni'ye, yapılacak her türlü şerefsizliğe boyun eğmeyecek bir oyuncumuz daha var.
Peki Galatasaray'ın aradığı çift yönlü orta saha mı Lorik Cana? Hayır, her ne kadar resmi sitede aksi iddia edilse de Cana'yı çift yönlü oyuncu olarak tanımlamak fazla iyimser bir bakış açısı olur. Tamam o mevkide oynayan oyunculara göre, ve sertliğine göre iyi bir tekniği var ama defansif orta saha oyuncusu Cana. Mehmet Topal'ın satışından doğan boşluğu, Topal'dan 3 gömlek üstün bir adamla Topal'dan daha ucuza doldurmak önemli bir başarıdır, tebrik etmek lazım Adnan Sezgin'i. Ama Elano'nun yanına çift yönlü oyuncu ihtiyacı halen bulunmaktadır, göz ardı edilirse yanlış olur. Gerçi Adnan Polat bugünkü röportajında 5 yabancı transferi dedi, ismi Cana'yla birlikte ortaya atılan ama henüz kesinleşmemiş Pino (ya da başka bir kanat oyuncusu), Elano'nun yanına bir iç oyuncusu, Neill'ın yanına bir stoper, Baros'un yedeğine deneyimli bir oyuncu, kaleye deneyimli bir kaleci.. Yabancı kontenjanını hesaba katmazsak uzayıp giden ihtimaller var :) Yarın Adnan Polat'ın basın toplantısını da değerlendiririz kısaca ve gelişmelerle birlikte Galatasaray'ın geçmiş sezonu üzerinden gelecek sezonunu değerlendirdiğimiz yazı dizisinin 3. ve son yazısını da şekillendirmiş oluruz. He son olarak, bu adam, Neill, Kewell (kalırsa tabii..) gibi adamlar varken Arda'nın kaptan olması.. en iyimser ifadeyle gülünç olacak seneye.
PS: Cana'nın babası Türkiye'de oynamış, Türkçe falan konuşmuş az önce Ntvspora. Adamı sevmek için bir sebep daha..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder