20 Haziran 2010 Pazar

Dünya Kupası - 10. Gün -



Çekoslavakya'nın bölünmesinden sonra ortaya çıkan iki ülkeden biri olan Slovakya ile son 3 Dünya Kupası'na da katılma başarısı gösteren ve 2010 ile bu seriyi 4'e çıkaran Paraguay günün ilk maçında kozlarını paylaştılar.Slovakya Çekler ile ayrıldıktan sonra futbolda genelde onların arkasında kaldı.Ancak bu dünya kupası hem katıldıkları ilk Dünya Kupası olması hem de Çek Cumhuriyeti'nin katılmadığı bir dünya kupasına katılarak bir nebze de olsa ön plana çıkmaları açısından onlar için farklı bir anlam içeriyor.İlk maçında son dakika golüyle Yeni Zellanda ile berabere kalarak hayal kırıklığı yaratsa da Slovakya Paraguay önünde alacağı 3 puan ikinci tur kapısını aralayabilirdi.Ancak ilk maçında İtaya'dan puan alarak sözde süpriz yapan Paraguay maça çok iyi başladı ve oynadığı iyi futbolu ilk yarıda bir gol bularak taçlandırdı.Slovakya ise hücuma çıkmakta zorluk çekerken Vittek bir türlü istediği toplarla buluşamadı.İkinci yarıya daha toplu başlayan Slovakya yakaladığı pozisyonlardan yararlanamadı ve Riveros'un attığı gole seyirci kaldı adeta.2-0'dan sonra iyice rahatlayan Paraguay skoru koruyarak 90 dakika sonunda 2-0 galip geldi ve puanını 4'e çıkardı.Son maçta Yeni Zellanda'dan alacakları 1 puan onları ikinci tura taşımaya yetecek.Slovakya ise İtalya'yı yenmek zorunda ikinci tur için.Son bir notta Slovakya'da ki evlatlarımıza.Vittek maç boyunca etkili olamazken 70'de oyuna giren Holosko'da beklenen ivmeyi yakalayamadı.Fenerbahçe'nin yeni transferi Stoch'u da oynadığı 10 dakikada değerlendirmek zor.Ankaragücü'nün bir başka oyuncusu Sapara ise maçta forma şansı bulamadı.


Turnuvanın belki de en şaşırtıcı sonuçlarından biri günün ikinci maçında geldi. Son şampiyon İtalya, turnuvanın en zayıf takımı olarak gösterilen Yeni Zelanda karşısında 1 puana razı oldu. Henüz maçın başlarında, belki de tek silahları olan duran toptan golü bulan Yeni Zelanda, maçın son dakikalarındaki İtalyanların yüreklerini ağızlarına getiren pozisyonları dışında etkili olamadı. Yeni Zelanda'nın golünde ofsayt şüpheleri olsa da İtalya gibi savunmasıyla ün yapmış bir takımın o hatayı yapmaması gerekliydi. Golü yedikten sonra ataklarını sıklaştıran İtalya'ysa, Iaquinta'yla eşitliği sağladıktan sonra topa hakim olmasına rağmen zayıf rakibi karşısında pozisyon zenginliği yaratamadı. Pozisyonların büyük bölümünü ikinci yarıda bulan İtalya'da Iaquinta ve Di Natale bir çok pozisyon kaçırdılar. Montolivo'ysa uzaktan şutlarıyla etkili oldu. İtalya'nın penaltısıysa özellikle ligimizde hiç verilmeyen ceza sahasında formadan çekme sonucu oluştu. Şampiyonlar Liginde bile zaman zaman çalınmayan bu pozisyonu atlamayan Guetemalalı hakem Batres takdirimi kazandı.



Günün son maçında Favorilerden Brezilya'yla Fildişli Saihili karşılaştı. Gole kadar sıkıcı geçen maç, Luis Fabiano'nun füzesiyle hareketlendiyse de asıl tempo ikinci yarıda oldu. Maçın genelinde Brezilya topa sahip olan ve az pozisyon veren taraftı. Luis Fabiano'nun pozisyonda topu iki kez elle kontrol etmesine rağmen geçerli sayılan golüyle rahatlayan Brezilya, Elano'nun golüyle maçın bittiğini düşünmeye başlayınca bir anlık savunma hatasıyla golü yedi. Fildişi Sahili'nin bekleneni verememesinde Brezilya'nın savunmasını çıkarmayarak Fildişi'nin kontra ataklarına engel olması büyük rol oynadı. Savunma çıktığında da orta saha oyuncuları onların kademesine girmede gayet başarılı olunca hızlı Fildişi oyuncularına geniş alan bırakmadılar. Fildişi maç boyu çok sert oynadı, Elano'nun sakatlandığı pozisyonun ve Bastos'a yapılan hareketlerin kırmızı kart olması gerektiğini düşünüyorum. Umarım Elano'nun sakatlığı ciddi değildir ve bir dahaki maçta yerini alır. Kaka'ya gösterilen sarı kartsa tamamen Keita'nın eseri, Türkiye'de başarıyla sergilediği oyunculuğunu Güney Afrika'da da devam ettirdi. İlk maçını kaçırdığım Brezilya'yı bu maçta beğendim. Özellikle Luis Fabiano bu şekilde oynamaya devam ederse Higuain'le birlikte gol krallığının en büyük adayıdır benim gözümde.



1 yorum:

Adsız dedi ki...

2. golde fabiano 2 kere elle kontrol etti tabi tarafli yazı yazmak da böyle olsa gerek