
Blogun tatildeki yazarı olarak diğer yazarlarımız Hollanda maçı yerine Aşk-ı Memnu finalini izlemeyi tercih edince zorunlu mesai yapmaktayım şu an. Şaka bir yana uzun süredir blogdan uzak kalmıştım, yazı yazacak zaman bulamamak bir yana, maçları adam gibi izleme fırsatı bile güçlük bulmakta çekiyordum. Dün o fırsatı buldum, bu kadar gevezelikten sonra başlayalım yazıya.
Hollanda Kamerun Japonya ve Danimarkadan oluşan E Grubunda turnuva öncesi favorilerim Hollanda ve Kamerun'du. Ancak ilk 2 maç sonucunda Kamerun başarısız sonuçlar alarak gruptan çıkma şansını kaybetmişti. Dolayısıyla dün akşamki Hollanda-Kamerun maçı 2 takım için de formaliteden fazla bir önem taşımıyordu aslında. Bu yüzden çok da zevkli bir maç olmaması normal aslında. Maç genel olarak fazla üst düzey mücadele olmadan, ağır ve sıkıcı bir tempoda geçti; arada 2 taraf adına da hücumlar oldu ve kaliteli ayakları daha fazla olan Hollanda 2-1 kazandı. Hollanda'nın daha önceki turnuvalardaki hücum futbolu mantalitesinden uzak olduğunu tekrar etmemize gerek yok sanırım. Ancak yine de hücumdaki kaliteli ayaklarıyla tabii ki güzel işler yapıyorlar. Portakallar adına en sevindirici gelişme Robben'in geri dönüşüydü. Bana göre bu sezon yıldız oyuncudan süper yıldız seviyesine geçiş yapmış olan Robben Hollanda'nın bu turnuvadaki en büyük kozu ve bunu bu maç süresinde de gösterdi. Afrika takımları bu turnuvada pek başarılı olamadılar şu ana kadar, Kamerun'un elenmesi de beni üzdü. Danimarka ve Japonya'dan kaliteli bir kadroya sahip olduklarına inanıyordum, ama bu maçta da gördüğümüz gibi organizasyonlarında sorun vardı. Hollanda turnuvanın favorilerinden ve belki de hiç alışık olmadığımız bu futbollarıyla kazanacaklar kupayı. Ama şunu da unutmamak lazım ki bu grupta Hollanda'nın defansif zaaflarını açığa çıkarabilen takım olmadı. Ben her zaman güçlü takımın hücum etmesi gerektiğini düşünürüm futbolda, çünkü geçen her saniye diğer takımın direncini arttırır ve onlara avantaj sağlar. Ah Mourinho ah, hep sen açtın başımıza bu dertleri!

Gecenin diğer maçı Japonya-Danimarka'yı fazla izleme fırsatı bulamadım. Açık konuşmak gerekirse Japonya'nın bu grupta sonuncu olacağını düşünüyordum. Ama fazla yetenek olmadan, iyi bir çalışma disiplini ve zekice bir oyunla gruptan çıkmayı bildiler. Honda'nın böyle frikik golleri meşhurdur, zamanında Borges yazmıştı hatta. Bir de Endo'dan frikik golü gördü izleyiciler ve skor 2-0 olduktan sonra turun dönmesi mümkün değildi aslında. Japonya neden teknolojide bu kadar ilerlediğini de gösterdi aslında, sistemi bu kadar düzenli işletirseniz eninde sonunda başarı gelir. Danimarka'da Kamerun maçını tek başına alan Rommedahl dışında bir hücum planı olmadığını görmüştük, Bendtner ve Tomasson'la gol aramalarına rağmen Japonya'nın presini ve sağlam savunmasını çözecek güçleri yoktu. Japonya turnuvanın güzel maçlarından birini ortaya çıkardı futboluyla, en azından izlediğim kısımdaki futbol beni taktik yönden tatmin etti. Keisuke Honda da büyük sükse yapmıştır bu maçla ve kariyerinde bir sıçrama beklenebilir turnuva sonrası. Bu sonuçlar sonrası Hollanda-Slovakya ve Paraguay-Japonya eşleşmeleriyle karşı karşıyayız, güzel maçlar olacağını düşünüyorum bunları daha sonra değerlendiririz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder