16 Haziran 2010 Çarşamba

NBA Finals Game 6




Beklenen oldu ve Perşembe gecesi final serisinde 7. maç heyecanını yaşayacağız. Lakers'ın bu maçı kazanmasını bekliyordum ancak bunu bu kadar ezici bir şekilde olacağını tahmin edememiştim. Lakers, hemen hemen oyunun her alanınında Boston'u ezerek seriye dengeyi getirdi. Bunda tabiki Lakers'ın harika hücum ve savunmasının yanında Boston'un kötü gününde olmasının da payı var. 6. Maçın en önemli istatistiği takımların Benchlerinden aldıkları katkı. Boston yedeklerinden 26'da 4 şut yüzdesiyle yalnızca 13 sayılık bir katkı alabilirken (ki Boston yedeklerinin ilk sayısının maçın çoktan bitmiş olduğu son çeyrekte geldiğini düşünürsek durumun dramatikliği daha rahat ortaya çıkıyor) Lakers yedekleri 30'da 10 gibi görece daha iyi bir yüzdeyle (yüzdenin düşük olmasının sebebi de yine maçın bittiği son çeyrekte kaçan şutlar) 25 sayı buldu. Boston yedekleri ilk üç çeyrekte hiç sayı atamayarak maçın kaybedilmesinde çok büyük bir rol oynadılar. Zaten ilk üç çeyrek sonunda ilk beş oyuncuları arasındaki skor 51-52 iken maçın kopmasını sağlayan yedekler arasındaki 25'e 0'lık farktı.



Lakers'ın son zamanlarda basketbolla pek ilgisi olmayan Vujacic'ten aldığı 9 sayılık katkı Fisher'ın faul problemi nedeniyle sadece 15 dakika oynayabilidği maçta çok önemliydi. Vujacic boş şutları sokmanın yanında Ray Allen savunmasında da iyi iş yaptı. Odom da 8 sayıda kalmasına rağmen 10 ribaunt 2 blokluk performansıyla Lakers'ın pota altını karartmasında büyük rol oynadı. Odom'un bu iyi oyununun yanında maç da kopunca Bynum sadece 16 dakika oynama şansına erişti ve onun dinlenebilmesi 7. maç açısından çok önemli. Artest de 15 sayısının tamamını ilk yarıda atarak seriye geri döndü. Artest'in boş şutları sokması Lakers'ın üçgen hücumu için çok önemli. Gasol da 17 sayı 13 ribaunt 9 asistlik etkileyici bir performans verdi ve triple double'ı sadece 1 asistle kaçırdı. Boston içeri her gömüldüğünde topu dışarı çıkartabildiğinden çevresindeki şutörler iyi oynadıkça Gasol de daha iyi oynuyor. Lakers'ın bireysel performanslarından bahsedip de Kobe'den bahsetmemek tabi ki imkansız. Kobe'nin attığı 26 sayıdan çok aldığı 11 ribaunt onun bu maça ne kadar konsantre olduğunu gösteriyor. Genelde ilk çeyrek arkadaşlarını oynatan Kobe bu sefer ilk çeyrekten skor yapmaya başladı ve maça tutuk başlayan diğer Lakers oyuncularının oyunun içine girmlerini sağladı. Kobe'nin ilk çeyrek bu kadar aktif olmasını beklemeyen Boston savunması da ona çözüm bulmakta zorlandı.


Lakers savunması Boston hücumuna o kadar büyük bir üstünlük sağladı ki, Boston'un 67 sayısı Utah'ın 1998 Finallerindeki 54 sayılık performansından sonra Finaller tarihinin en düşük ikinci sayısı oldu. Boston, %33.3 le şut atarken 23 tane kullandıkları üçlük atışlarda da yalnızca %21 de kaldı. Boston'un hücumdaki verimsizliğinin en önemli nedenlerinden biri ribauntlardaki problemleriydi. Savunma ribanundu alamadıkça bu serideki en büyük artıları olan Transition sayılarını bulamadılar ve bu da onları sete set hücuma yöneltti. Sete sette de Lakers tarafından dışarı püskürtülüp üçlüklerde de %21'de kalınca böyle dramatik bir fark oluştu iki takım arasında. Boston maç kopmadan önce hiçbir yedek oyuncusundan verim alamadı. Bunun yanında Rondo da maçı 15'te 5 le 10 sayıyla tamamladı. Bence Doc Rivers şu an Rondo'nun 6. maçtaki performansına üzülmekten çok, bu performansının 7. maça nasıl yansıyacağını düşünüyordur. Özgüven konusunda problemli olan Rondo, bakalım 7. maça kafa olarak hazır çıkabilecek mi? Ray Allen, Los Angeles'ın havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez yine şut atmaya başladı. Pierce zaman zaman takımını skorda sürüklese de sayı atmaya başladıklarında Lakers'ı durduramadıkları için maçın kopmasına engel olamadı. 7. maçın kaderini Rondo ve Boston yedeklerinin bu maça vereceği reaksiyon çizecek. Ben 7. maçta buraları oynamaya daha alışık olan ve normal sezonda ligin en iyi 2. deplasman galibiyet sayısına sahip olan Boston'u bir adım önde görüyorum.

Hiç yorum yok: