21 Haziran 2010 Pazartesi

Wimbledon 2010

 
124. Wimbledon Tenis Turnuvası bugün itibariyle All-England Club'da başlıyor. Vuvuzelaya karşı önlemleri had safhada olduğu turnuva, 4 Haziran'a kadar devam edecek ve bize heyecanlı iki hafta geçirtecek gibi görünüyor.  Teklerde büyük ödülün hem erkekler hem de bayanlar için 1 milyon Sterlin olduğunu hatırlatmakta fayda var. Çiftlerde ise şampiyon çiftler 324,000 Sterlin'in sahibi olacak.


Tek erkeklerden başlayalım: "Sakatlığın neredeyse hiç olmadığı bir ana tablo var karşımızda" dersem çok doğru olmaz, Juan Martin del Porto, Fernando Gonzales, Radek Stepanek, Tommy Haas gibi isimler turnuva dışı, fakat geçen turnuvada olmayıp bu turnuvada olan çok önemli bir isim var: Rafael Nadal.Dizindeki sakatlık yüzünden 2009'da İngiltere'ye gidemeyen Nadal bu sene bir numaralı seribaşı değilse bile dünyanın bir numarası olarak karşımızda. Geçen sene katılmadığı için bu sene alacağı her puanın hanesine artı olarak yazılacağını da düşünürsek bu durum çok da değişmeyecek gibi görünüyor.

Buna rağmen, çok kolay değil gibi Nadal'ın kurası. İkinci turda karşısına gelecek muhtemel isim James Blake, hem kort içinde hem de dışında çok sevdiğim bir isim olmasına rağmen eski günlerini mumla aratıyor. Üçüncü turda sorun yaratabilecek tek isim Gulbis sakatlanıp çekilince orada da çok bir sorun kalmadı aslında. Dördüncü turdaki muhtemel rakip ise 13 numaralı seribaşı Youzhny.

Ana tablonun en üstünde ise tabii ki Federer bulunuyor. ATP Tour'da 2 numarada olmasına rağmen İngilizlerin ilginç (!) seribaşı belirleme sistemi sayesinde 1 numaralı seribaşı olan Federer'in rakipleri daha kolay Nadal'a göre. Tabii ki Robredo, Lopez,  Roland Garros'ta sağlam iş yapan Melzer gibi isimler var ama, çim kortta Federer'i yenmek öyle kolay değil. Gerçi Hewitt'e kaybettiği Halle finali bir "acaba?" konduruyor beynime, Federer'in çimde yenildiğini görmek çok olağan değil çünkü, ama yine de çok zorlanacağını düşünmüyorum.

Göreceğimiz olası dördüncü turlar arasında Djokovic-Hewitt, Cilic(Ljubicic)-Roddick, Verdasco-Tsonga, Murray-Ferrero(Queerry), Baghdatis(Ferrer)-Söderling ve Berdych(Schüttler)-Davydenko(Marsel) var.


Evet, Marsel plaselerimden bir tanesi. Biraz da şansın yardımıyla çeyrek finale gitme şansı yok değil. İlk turu geçmekte sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum, rakibi Daniel sadece toprak kortta başarı gösterebiliyor. İkinci turda Kuznetsov gelirse sıkıntı olabilir, ki kendisi geçen senenin Wimbledon Junior şampiyonu.Bu turun geçilmesi halinde olası rakip Davydenko olmayabilir, çünkü sakatlıklarla boğuşmakta, çim de en iyi olduğu alan değil, Marsel'e gelmeden elenebilir ki bu da üçüncü tura Andreev ve dördüncü tura Schüttler gibi rakiplerin gelmesini sağlayabilir. Biraz şansın da yardımı Marsel'e çeyrek final yolu demek yani. Bakalım, ilk maçı birazdan NTVSpor'da olacak. Umarım US Open'daki gibi meşaleli fanatik Türk taraftarları yerine edepli Türk taraftarları görürürz. Vuvuzela yasak iyi ki.

Kadınlar tablosuna bakmadan önce, bir parantez de NTVSpor'a açalım: TRT3 dışında daha önce D Spor ve CNN Türk'ten yayınlandığını görmüştük Wimbledon'ın, ama kendine ait bir seyirci kitlesine sahip ve kalitesiyle de beğeni toplayan NTVSpor'da bir Grand Slam turnuvasının yayınlanmasını merakla bekliyorum. Genelde bu tarz çifte yayınlarda tercihim her zaman Eurosport'tan yana olur, ama hem Marsel'in maçları NTVSpor'da, hem de ilk kez tenis yayınladığına şahit olacağım bu kanala da bir şans vermek gerekiyor. Bakalım.

2 yorum:

Can Argon dedi ki...

Marsel geçti hayırlısı.

zeggy dedi ki...

Marsel de Fedex de bayağı sıkıntı yaşadılar yalnız.