19 Haziran 2010 Cumartesi

Dünya Kupası - 7. Gün -




Arjantin, ilk maçta performansını yetersiz bulanlara Güney Kore karşısında aldığı 4-1 skorla yanıt verdi. Tabi skor biraz yanıltıcı olabilir, her ne kadar Arjantin golden önce baskılı oynadıysa da asıl görmek istediğimiz iyi oyuu Lee Chung-Yong'un kendi kalesine attığı golden sonra gösterdi. Öne geçtikten sonra daha rahat oynayan Arjantin'in zorlandığı bir diğer aralık da maçın Demichelis'in hatasıyla 2-1'e geldiği andan farkı tekrar 2'ye çıkardığı ana kadar olan bölümdü. Bu bölümde bir çok pozisyon bulan Kore'de Park'ın vuruşunun direkten dönmesinden sonra gelen Higuain'in golü maçı bitirdi. Kore, dönem dönem etkili oynasa da maç genelinde ağırlığını koyamadı. Arjantin'deyse Messi, galibiyette 3 gol atan Higuain'den daha çok pay sahibiydi. Doğru yerde durmasının semeresini toplayan Higuain de attığı 3 golle Arjantin devam ettiği sürece gol krallığı yarışında iddialı olduğunu gösterdi. Tevez de ilk maçtan daha iyi bir oyun ortaya koydu. Bu gelişmeleri de Kore'nin fiziksel olarak Arjantin'e Nijerya'nın sağladığı gibi üstünlük sağlayamamasına bağlayabiliriz. Ancak Arjantin hücum anlamında turnuvanın belki de en iyi takımı olmasına rağmen, takım savunması konusundaki eksiklerinin denk bir takım karşısında nasıl sorunlara yol açacağını ve Veron'un sakatlığında Maxi'yi orta sahanın ortasında kullanmak zorunda kalan Maradona'nın Cambiasso'yu takıma almayarak oynadığı kumardan kazançlı çıkıp çıkmayacağını göreceğiz.


Günün ikinci maçındaysa Yunanistan ve Nijerya karşı karşıya geldi. Nijerya'nın erken golünden sonra tam artık maç bitti derken Kaita'nın yaptığı aptalca hareket sonunda gördüğü kırmızı kart ile maça ortak olan Yunanistan, ilk yarının son dakikasında attığı golle Dünya Kupasındaki ilk golüne ulaştı. İkinci yarıya etkili başlayan taraf yine Nijerya'ydı. Turnuva'nın bugüne kadar en iyi kalecisi diyebileceğimiz Enyeama'nın yaptığı hata sayesinde golü yedikten sonra, Nijerya'nın gardı düştü. Nijerya'nın Kaita'nın son derece gereksiz kırmızı kartının üstüne bir de en güvendikleri mevki olan kalecilerinden gelen hatayla Yunanistan'dan iki gol yiyerek turnuvadaki ikinci maçını da kaybetmesi futbolun ne kadar adaletsiz bir oyun olduğunu ortaya koydu. Yunanistan ise Japonya'ya yenilerek kaybettiği gruptan çıkma umutlarınu yeniden canlandırdı fakat bu futbolla Arjantin'den puan alabilecekelerini düşünmüyorum.


Fransa - Meksika maçınıysa festival nedeniyle izleyemedim fakat milyonlarca Fransızın şu Domenech'e nasıl tahammül ettiğini anlayamıyorum. Kupanın ilk iki maçında gol atmayı dahi başaramayan Fransızlarda, orta sahanın beyni olabilecek Gourcuff'u yedek oturtmaya nasıl cesaret edebiliyor anlamıyorum. 4'er puanlı Meksika ve Uruguay da muhtemelen son maçta berabere kalarak el ele gruptan çıkacaklardır. Zaten Fransa'nın gruptan çıkabilmek için bun iki takımla arasındaki 4 ve ya 5 averaj farkını kapatmak zorunda, ki bu oyunla o maçtan beraberlik çıkmasa bile bu olanaksız görünüyor.


Hiç yorum yok: